Filmlerde bir klişe vardır. Ölümü yaklaşan beyaz saçlı teyze (ya da amca) kasvetli bir havada gözü yaşlı ve dışarıya bakaraktan,geçmişini düşünür durur. Başına gelenler,arkadaşları,ailesi,sevdiği falan felon derken artık kadıncağız (adamcağız) bir şekilde depresyona hepten girer.
Efendim işte ben bir süredir bu moddayım. Durup dururken "ay çocukken bi de böyle bi olay yaşamıştım hahahoy" ya da "ay lisedeyken bi de bu geldiydi başıma tuh bak" falan şeklindeyim. Gözüm uzaklara dalıp dalıp gitmekte. (Bu konunun sonunu acaba ölecek miyim tarzı bir soruya bağlamayacağım merak etmeyin.)
İşte bu dalıp gitmeler sonucu fark ettim ki ben şımarığın tekiyim. (Kabul edin böyle bir yere bağlayacağımı fark etmediniz.) Bu seferki seyir defterim tamamen kendimle alakalı bir özeleştiriden oluşuyor. Bu kanıya nerden vardın derseniz,işte bu geçmişle alakalı durumlar göz önüme geldikçe ortak bir yargı oluşturdum.
Hayatım boyunca evin en küçüğü olmamdan dolayı zaten evde hep idare edildim. Küçükken oyun oynarken bir tarzım vardı ebe olmazdım! (Ebe kelimesi bana çok uzaktı açıkçası,bir iticilik bulurdum ebe kelimesinde hep) Hani artık kazara ebe olmuşsam,diğer elemanların canına tak ettiyse gidip cazgır bir şekilde annemi çağırırdım ya da ablamı. Onlar da mahcup bir şekilde "idare et" derlerdi arkadaşlarıma. Hatırlıyorum da benim için hiç sorun değildi idare edilmek. (Şimdi zaman zaman üzebilir insanı) O zaman benim için tek sorun ebe olmamaktı.
Ortaokulda ise idare edildiğimi artık her hücreme kadar hissettim.Bir tartışma sırasında tamam tamam falan derdi en yakın arkadaşım,küstüğümüz zaman önce o adım atardı. Düşünüyorum da çok havalı bir şekilde anlatmıyorum bunları;hatta bir parça mahcup bile oluyorum bazen :) Ama biliyor musunuz aslında beni idare eden tüm insanları çok sevmişim.Belki bu davranışları gördükleri sevgiye karşılıktı bilmiyorum.Ben hiç mi idare etmedim? Yok etmedim.Zaman zaman etsem de kendimi çok kötü hissettim zaten. (Espri yüklü olacağını tahmin etmiştim bu yazının ama cicişliğe yaklaştığını hissediyorum)
Lisede ise (hayatımdaki idare edilişlerimi kronolojik sıraya göre verdiğime inanamıyorum) hiç de benlik bir ortamda bulunmamama rağmen insanlar kendi kapasitelerince beni idare ettiler. Bana benzeyip de benim idare etmemi bekleyen bir kaç kılkuyruk çıkmadı değil ama onları da sepetlemekte gecikmedim. Çünkü onların istediği türden bir idare etmeyi hiç bir insan evladı yapmazdı,onlar benim yaptığım gibi etraflarını,çevrelerini sevmeyi de kabul etmediler.
Şimdi université okuyor olmama rağmen bir şeyleri kavrayamamış olduğumu düşünüyorum. (Evet,kronolojik sıranın sonuna geldik.) Çünkü bir yanım hala idare edilmeyi bekliyor içten içe. Ben de bunu sonradan keşfediyorum.İnsanlar idare ede ede idare lambasına döndüler kanımca.(Buradaki idare lambasını Alaettin'in sihirli lambasına benzetebiliriz mesela.) Ama onların da işi zor. Sonuçta bir prensesle yaşamak hiç kolay değil ama? (Yumurta!!)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder