8 Haziran 2012 Cuma

Birbirimize Söyleyemediğimiz Onca Şey

Marc Levy takıntımı bu tatilde yine taçlandırdım. Bu sefer okuduğum kitap "Birbirimize Söyleyemediğimiz Onca Şey" adlı eseri... Kitabı üç günde bitirmem mi size kanıt olsun diyeyim bilemiyorum fakat gerçekten çok sürükleyiciydi.Aslında yeni bir kitap okuduğum zaman bana kattıklarını da düşünmek güzel ama ben bencilce bana verdiği keyife bakıyorum öncelikle. Bu kitabı okurken hem keyif aldım hem de hayata bakış açım bir parça değişti... Öncelikle benim perspekftim şu 3 yönde değişikliğe uğradı: İlk olarak bence aile ilişkilerimizde dikkat etmemiz gereken noktalar var... Siz şimdi bu cümleleri google'a yazsanız belki milyon tane insanın aynı şeyi söylediğini duyarsınız ve ben de klişe yapmaktan çok çekiniyorum lakin bilmediğimiz bir şey hala var ki bu kadar insan aynı şeyleri ve tecrübelerini bize aktarıyorlar. Anne babalarımızı seçme şansımız olmaması gerçeğine rağmen bizim bu dünyaya gelmemize vesileler ve onlarla olan ilişkilerimize bazen hiç dikkat etmiyoruz. Bir gün bu dünyadan yok olup gittiklerinde (bu konuda yine de kimin önce davranacağı belli olmaz) ya da bir şekilde hayatımızdaki etkileri azaldığında,kısacası bazı şeylerin telafisi mümkün olmadığında,bence hayatımızda büyük bir boşluk oluşacak. O yüzden işleri vakit varken ele almak gerekir. Ana babayla sahip olunan güzel ilişkinin tadı hiçbir şeyde yoktur. Bu konuda atalarımız zaten anası babası olmayanın hiç bir şeyi olmaz diyerek noktayı koymuşlar. Daha sonrasında dikkat ettiğim şey ise insanları hiç anlamadığımız gerçeğidir. Hani aslında Ali B olayını meydana getiriyor ama aslında ortada B olayı falan yok, o size B gibi gözüküyor. Ali aslında başka bir şey yapıyor, ama biz onu malesef yanlış yorumlayarak hayatımıza yön veriyoruz. Bu durumda yapılan 2 yanlışı hemen gözler önüne sermek istiyorum. Birincisi çok fazla yaftalamaya eğilimliyiz,ikincisi de hayatımıza Ali'nin yön vermesine izin vermiş oluyoruz. Kitapta yön vermesi mümkün pozisyonlar olduğu için bunu irdelemiyorum. Lakin yaftalamaktan önce, insanları anlamaya çalışmak daha doğru olacaktır,dikkat etmemiz gereken şey ise anlamak için göstereceğimiz çabaya değecek mi ? Son olarak,aşk için doğru insanı seçmeye çalışmak ve en azından karşımızdakiyle bir ömür geçiremeyeceğimizi fark ettiğimiz an onu oyalamamak kitaptaki arkadaşımızın kazandığı bir özellik olmuş kendisini tebrik etmek gerek,darısı bütün insanların başına =) Bu kitap gerçekten hem beni ağlattı hem de güldürdü. (yine klişe ama gerçek. kitap okurken ağlayabiliyorum.valla bak.) Bence film tadında bir kitaptı, filmini yapsalar hiç fena olmaz. Anladım ki bu kitabı okuduktan sonra yapmam gereken bir diğer iş de Marc Levy'nin diğer kitaplarına saldırmak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder